Güncel Haberler

Ayaşlılar ile Mülakat

Günsal ŞEBER(*) ÖZYÖRÜK

Günsal ŞEBER* ÖZYÖRÜK Günsal hanım 21 Mart 1941 tarihinde Eskişehir merkezde Zehra hanım ve Faik beyin dört kızının sonuncusu olarak dünyaya gelmiştir. Babası delikanlılık çağında Romanya’dan Türkiye’ye göç etmiştir. Hv.K.K.lığı bünyesindeki Eskişehir Uçak Fabrikasında sivil olarak çalışan Faik bey, uçak pervanesi ve pilotun önündeki camın imalatını yapmıştır. Günsal hanımın annesi çok titiz ve hamarat bir ev hanımıdır. Mutlu bir çocukluğu olan Günsal hanım orta okul mezunudur. Daha sonra Pratik Kız Sanat Okuluna devam etmiş ve dikiş, nakış, çiçek öğrenmiştir. Eskişehirde folklor hocalığı yapmış olup, kırım oyunları dersi vermiştir. Aynı zamanda Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsünde mankenlik yapmıştır. Şükrü ÖZYÖRÜK, Ayaş’ın ileri gelen ailelerinden olan Özyörük ailesinde Fuad beyin beşinci evladı olarak doğmuştur. Fuad bey ve Fethiye hanımın üç oğlu, iki kızı vardır. Şükrü bey ilkokulu Ayaşta, ortaokulu TED Ankara Kolejinde, liseyi İstanbul Kabataş Lisesinde bitirmiştir. Çiftçilik yapmıştır. İlk defa Ayaş ve köylerinde sağılan sütleri toplayıp, Ankaradaki Atatürk Orman Çiftliğine ve pastanelere satmıştır. Ayaşta 10 sene CHP’den Belediye Başkanlığı yapmıştır. Annesi ve babası vefat eden Şükrü bey bekar olarak yaşarken, Ankaradaki bir memur arkadaşını ziyarete gitmiştir. Orada kendisine “evlenme niyetin yok mu?” diye sorulmuş ve Günsal hanım tavsiye edilmiştir. Şükrü bey Ankaradan Eskişehire Günsal hanımı görmeye gitmiştir. Söz kesilmiştir. 15 gün sonra Günsal hanımın Eskişehirdeki evinde nişan yapılmış, bir ay sonra Gençlik Parkında nikahları kıyılmıştır. Nikahtan sonra görümcesi Hatice hanımın Ankara’daki evinde yemek yenmiş, Marmara Otelinde üç gün kalınmış ve sonra Ayaşa gelinmiştir. 1969 yılında kıyılan nikah esnasında Günsal hanım 28, Şükrü bey 39 yaşındadır. Günsal hanım’ın gelinliğini Bursa’da yaşayan kız kardeşi dikmiş, gelin başı Bursa Olgunlaşma Enstitüsünde hazırlanmıştır. Günsal Hanımın annesi, her yıl Ayaş içmecelerine gelmesine rağmen, Ayaşı hiç gezmemiş, Günsal hanım da Ayaşı hiç görmemiştir. Bursadan Ankaraya gelirken Şükrü bey İnegölde mola vermiş ve Ayaşı İnegöle benzetmiştir. Kendisine at hediye edeceğini söylemiştir. Günsal hanım yukarı konağa gelin gelmiş. Bahçe kapısından içeri girince iki köpek, angutlar(**) ve bir sürü ineğin kendisine doğru bağrışarak yürüdüğünü görünce şok olmuş. Çünkü Ayaş, ev ve hayvanlar onu hüzünlendirmiş, ağlamış. Ayaş’ta dut festivali olduğunu duyduğundan festivallerin yapıldığı, gelişmiş bir Ayaş hayal etmiş. Ancak gelin geldiği Ayaş, hayalindeki Ayaştan çok farklıymış. Ailesi de kızlarının üzgün olduğunu anlamış. Günsal hanım eşini sevdiği için her şeye katlanmış. Evdeki eşyalar yeni olduğundan değişiklik yapmamış, kabul edip oturmuş. Şükrü bey titiz bir insanmış.1971 yılında kızı Fethiye hanımı, 1978 yılında oğlu Fuat Burak’ı Ankara’da dünyaya getirmiş. Eltisi Vuslat hanım ile yazın aynı evde yaşamış. Kışın Vuslat hanım Ankaraya dönmüş. Komşuları hep Günsal hanıma destek olmuşlar. Ayaşlılar ile kaynaşmış ve uyum sağlamış. İyi bir ev hanımı olmuş, temizliği kendi yapmış, kimi zaman yaptırmış. Kızı Fethiye hanım ilkokulu Ayaş’ta bitirmiş. Günsal hanımın görümcesi Emine hanımın çocuğu olmamış, kocası Prof. Dr.İsmail Kılıç Kökten de vefat edince Emine hanım Günsal hanımla beraber oturmak istemiş. Yazın Ayaş’ta, kışın çocuklarının eğitimi için Ankara Çankayada görümcesi ile birlikte 24 sene yaşamış. Kızı Fethiye hanım Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümünden mezun olmuş. Oğlu Burak bey Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirmiş. Bir müddet İstanbul’da çalışan Burak bey, İspanya’da yaşıyormuş. Şükrü bey ve ağabeyisi Behzat bey zamanla işlerini ayırmışlar ve topraklarını ortakçıya vermişler. 2015 yılında görümcesi, 2022 yılında Şükrü bey vefat etmiş. Bir müddet daha görümcesinin evinde oturmaya devam eden Günsal hanım 2018 yılında yeni evine taşınmış. Çalışkan bir hanım olan Günsal hanım hiç boş durmamış. Kendisinin, çocuklarının ve yakınlarının kıyafetlerini dikmiş. Ayrıca kaselere yoğurt yapmış ve Ayaşta lokantalara satmış. Ankarada Resim Heykel Müzesinden resim dersi almış ve resimler yapmış. Ayaş Vakfı ve Derneği Kadın Kolları Başkanlığını uzun zaman yürütmüş. Ayaş için kermesler, çaylar düzenlemiş. Farklı kermeslerde Ayaş standı açmış. Ayaş halkı ile organize olarak tarihi objeler toplanmış ve çarşıdaki Paşa Hamamında Günsal hanımın başkanlığı zamanında müze açılmış. Keçiörende Koç topluluğuna ait VEKAM(***) ile Ayaş derneği birlikte çalışarak Ayaşın yitik malı sof kumaşına ait defile yine Günsal hanım zamanında düzenlenmiş. Olgunlaşma Enstitüsü mankenleri padişahların giydiği bu değerli kumaştan dikilen kıyafetleri sergilemiş. Ankara Turizm İl Müdürlüğünün düzenlediği yemek yarışmalarında Ayaş üç kez birincilik, bir kez ikincilik almış. Daha sonra görevi; sağlık nedeniyle Gazi Üniversitesinde Doçent olarak görev yapan ve şu an emekli olan Hatice DOĞRUOL’a devretmiş. Böylece hayat; güzellikler ve sorunların Günsal hanım tarafından dengelenmesi ile akıp gitmiş. Ayaş derneğine/vakfına gelmeye devam eden, burada yapılan günlere katılan Günsal hanıma sağlıklı ve mutlu günler dileriz. Hayat hikayesini kısaca yazdığımız Günsal hanım güzel, şık giyinen, bakımlı, eğitimli, şehir hayatına alışık bir genç kız iken Eskişehir’den hiç görmediği Ayaş kazasına gelin gelmiş. Ayaş hayali ile karşılaştığı Ayaş birbirinden çok farklı olmasına rağmen uyum sağlamış, kabul etmiş, katlanmış. Mutlu olmasını bilmiş, eşine destek olmuş, çocuklarını büyütmüş ve onları hayata hazırlamış. Kendisi içinde bir şeyler yaparak, resim kursuna gitmiş ve resim yapmış. Çalışmış, üretmiş, Ayaşa katkı sağlamış. Bugün herkesin hürmet ettiği bir Günsal hanım haline gelmiş. Bu yazdıklarımızın tersi de olabilirdi; eşini bırakıp, evliliğine son verebilirdi. Ayaşta kalıp küskün, içine kapanık, uyumsuz ve mutsuz bir Günsal hanım olarak ta yaşayabilirdi. Sağduyusu, zekası, ailesinden aldığı kültür ve Şükrü beye olan sevgisi onu Ayaşlı olmaya ikna etmiş. Kanaatimizce Günsal hanımın hayatı ders alınacak bir hayat hikayesidir. Ayrıca üretmeyi seven Ayaşlı hemşerilerimize de bir ipucu var. Ayaşın lokantalarında konuklara şu an fabrikasyon yoğurt ve ayran ikram ediliyor. Ayaşın girişimcilerine duyurulur…Ayaşta beslenen hayvanlardan sağılan süt ile yapılan ayran ve yoğurtları lokantalara satabilir ve gelir elde edebilirsiniz. Yerel, organik yoğurdu konuklar da tercih edecektir. Tabii hijyen ve ambalaj çok önemli. Günsal hanım bu işi seneler önce yapmış. Sizlerde yapabilirsiniz. Günsal hanım iyi ki Ayaş’ta kalmışsınız, Ayaşlı gibi yaşamışsınız. Size herşey için Teşekkürler… Notlar : 1. (*)Şeber; Tatar dilinde hamarat, becerikli anlamına gelir. 2.(**)Angut; bir çeşit ördek. 3.(***)VEKAM;Koç Üniversitesi VEKAM; Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi. Mülakatı Yapan: End.Müh.Ayşegül YAŞAR Mülakat Tarihi: 02 Aralık 2025 Mülakat Yeri: Ayaş Derneği/Vakfı

Günsal ŞEBER(*) ÖZYÖRÜK

Gezelim Görelim Faaliyetleri

“BOYALI FENGERE KADIN ELİ KOOPERATİFİ” ZİYARETİ

Çevremizdeki başarılı kadın kooperatiflerini ziyaret etmeyi planlamıştık. Bunlardan ;Boyalı Fengere Kadın Eli Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ziyaretimiz ve incelemelerimizden olumlu izlenimlerle ayrılırken okurlarımızla da paylaşmak istedik. Bahriye Süer,Güdül ilçesine bağlı Boyalı köyü doğumlu, ancak yaşantısının büyük bir kısmını Ankara’da geçirmiş, iki çocuk yetiştirmiş “girişimci ruhlu” bir ev kadını. Yıllar sonra, eşinin de emekliliği sonrası, köyüne dönmeyi ve hizmet etmeyi planlar. Eşinin de desteği ile önce, ailesinden kalan arazi üzerine bir mesken yapmayı planlayıp uygularlar. 2019 yılı yerel seçimlerinde köy muhtarlığı için aday olur ve kazanır. Bu durum yörede büyük bir ilgi ve destek bulur. Bundan sonra; yavaş yavaş plan ve projelerini teker teker uygulamaya koyar. İlk uygulaması bir kadın kooperatifi kurmaktır.Yedi kurucu üye ile başlanan yolculukta yaşanan sıkıntılarından bahseden Bahriye hanım, “Kooperatif Kuruluş Sermayesi” için zorlandıklarını ve Güdül Kaymakamlığından destek aldığını da anlattı.Kısa bir sürede 13 kadın ve bir erkek üyeye ulaşır. Amaçlarını; kadın eliyle üretim yapmak, kırsalda yaşayan kadınlara istihdam sağlayarak, kadınların Ev Ekonomisine katkıda bulunmalarını sağlamak olarak özetlemiştir. İlk uıygulama; Güdül Leblebisi, domates sosu, yöresel kurutulmuş sebze ve meyveler ile reçeller ve pekmez üretmek ve pazarlamak oluyor. Üretim ve pazarlamada, ürünlerin doğal ve katkısız olmasına özen gösteriyorlar Burada, Tarım İl Müdürlüğü ve Uluslararası Tarım Teşkilatı (FAO) yetkililerinden üretim ve pazarlama teknikleri konularında değişik eğitimler aldıklarını anlattı. Bu arada; başarılı bir kadının yanında mutlaka başarılı bir eş ve erkeğin olduğunu da belirtmemiz gerekir. İlerleyen yıllarda, “ kadın eliyle bir tarih dokunuyor” objesi ile sof tiftik dokuma ve yöresel dokuma özel ürünleri üretiyorlar.Bütün bu çalışmalarında, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ICMPD ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları işbirliği ile değişik projeler yürüttüklerini öğreniyoruz. Amaçlarının örnek işletme tesisi kurmak üzere, işletmelerini ve iş kollarını çeşitlendirip güçlendirmek olduğunu söyleyen Bahriye hanım sonraki çalışmalarını şöyle özetledi: “ ENHANCER projesi kapsamında,Tiftikten Geleneksel Tekstil üretimi ile kadınların güçlendirilmesini amaçladık.Bu proje kapsamında, makine,tezgah ve teçhizat alımı yaptık.2023’te FAO Birleşmiş Milletler (BM) Tarım örgütü ile “Dijital Köy Girişimcileri “ kapsamına alındık.Yine FAO’dan alınan bir diğer destek “ Metrolojik Veri Sistemi” ile üreticilere veri paylaşımı yapılacak ve bu amaçla bir dron temin edilerek, 5 kişiye dron kullanma eğitimi verileceğini öğreniyoruz. 2024 yılı yapılan yerel yönetimler seçimleri ile muhtarlığı kaybeden Bahriye hanımı, yeni dönem muhtarlık seçimi öncesinde, daha güçlenerek ve güçlü projelerle yola çıkacağını gözlemliyor, kendisine hem kooperatif ve hem de muhtarlık aday çalışmalarında başarılar diliyoruz.